BİR DAVA'NIN PEŞİNDE: DİRENME, ARAYIŞ, KABULLENME
Franz Kafka dediğimizde, aklımıza ilk gelen eserleri, Dava (Yargı),Şato,Dönüşüm Milena’ya Mektuplar ve Babaya Mektup eserleridir. Milena'ya Mektuplar ve Dönüşüm eseri oldukça popüler şu günlerde. Milena’ya Mektuplar, mektuplarla örülmüş bir aşk hikâyesidir. Kafka’nın Milena’ya 1920'de yağmurlu bir günden söz ederek başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine kadar süregiderken ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Kafka'nın o psikolojik bunalımlarını anlatan üslubu ve sistem eleştirisi burada da vardır. Konunun aşk olması, yazarın her zaman anlatmaya çalıştıklarının önüne geçmemiş, aksine aşk duygusunu ve yaşadığı tüm bunalımları bir edebi türde toplamıştır. Dönüşüm romanında bizlere antalığı şeyler yine aynı temalarda, farklı bir anlatımın ve olay örgüsünün döngüsüdür: ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın döngüsü. İnsanın trajik yalnızlığı. Ama benim sizlere anlatacağım eseri